top of page

YAPAY ZEKA VE PSİKOLOJİ: GELECEĞİN TERAPİ ORTAMINDA İNSAN VE MAKİNE İŞ BİRLİĞİ

İnsanlık, teknolojinin evrimiyle birlikte yeni bir dönemin eşiğine geldi ve bu dönüşüm her alanda olduğu gibi, psikoloji ve ruh sağlığı alanında da derin etkiler yaratıyor. 2024 yılı, yapay zekanın ve ileri teknolojilerin insan doğasına daha yakın hale geldiği bir dönem olarak öne çıkıyor. Bu gelişmeler, insanları adeta "süper güçlere" kavuştururken, hayatımızı ve çalışma şeklimizi kökten değiştirme potansiyeli taşıyor. Özellikle yapay zeka destekli terapiler, duygusal durum takibi ve veri analizi gibi alanlarda önemli yenilikler sunuyor. Artık teknolojinin bize adapte olduğu bir dünyadayız; yapay zeka ve beden algılama teknolojileri, insan duygularını ve düşüncelerini daha önce hiç olmadığı kadar derinlemesine anlayabiliyor. Bu gelişmeler terapi süreçlerini yeniden tanımlarken, ruh sağlığı hizmetlerinin geleceğini şekillendiren yeni bir çağın kapılarını aralıyor.


Yapay Zekanın Psikolojideki Kullanım Alanları


  1. Duygusal Durum Takibi Yapay zeka, doğal dil işleme (NLP) ve makine öğrenimi teknikleri kullanarak insanların yazılı metinlerindeki duygusal durumları analiz edebilir. Örneğin, metinlerdeki duygu tonları, kelime seçimleri ve dil kalıpları incelenerek bireylerin ruh hali hakkında bilgi elde edilebilir. Bu yöntem, erken teşhis ve izleme süreçlerinde değerli veriler sağlayabilir. Elon Musk, "AI’ın insan duygularını anlama ve onlara yanıt verme kapasitesi sınırlı kalacak. Ancak, doğru kullanıldığında, psikolojik destek alanında devrim yaratma potansiyeline sahip." şeklinde ifade ediyor. Kullanım Örneği: Woebot, depresyon ve anksiyete belirtilerini yönetmek amacıyla geliştirilmiş bir AI sohbet robotudur. Araştırmalar, Woebot’un genç yetişkinler üzerinde olumlu etkiler yarattığını ve geleneksel terapilere göre bazı avantajlar sunduğunu göstermiştir. (Chekroud, A. M., et al., 2017).

  2. Kişiselleştirilmiş Terapi Yapay zeka, her bireyin benzersiz ihtiyaçlarına uygun kişiselleştirilmiş terapi planları oluşturabilir. Veri tabanlı yaklaşım sayesinde, terapi süreci daha hedeflenmiş ve etkili hale gelebilir. Yapay zeka sistemleri, bireylerin önceki verilerini analiz ederek kişiye özel önerilerde bulunabilir. Ginni Rometty, yapay zekanın kişiselleştirilmiş terapilerde büyük bir potansiyele sahip olduğunu ancak gerçek başarının AI'ın insan uzmanlarla iş birliği içinde çalışmasında yattığını vurguluyor. Kullanım Örneği: Wysa, duygusal durumları izleyip uygun önerilerde bulunan bir AI uygulamasıdır. Kullanıcıların ruh halini takip ederek, kişiselleştirilmiş geri bildirimlerde bulunup ve destek sunuyor.

  3. Veri Analizi Büyük veri analitiği kullanılarak, psikolojik rahatsızlıkların nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında yeni bilgiler elde edilebilir. Yapay zeka, klinik çalışmalardan elde edilen verileri inceleyerek etkili tedavi yöntemlerini belirlemeye yardımcı olabilir. Bu süreç, tedavi protokollerinin geliştirilmesine ve genel ruh sağlığı hizmetlerinin kalitesinin artırılmasına katkıda bulunur. Bill Gates, yapay zekanın psikoloji alanında büyük verilerin analizinde devrim yaratabileceğini ancak en iyi sonuçların insan ve makinenin birlikte çalışmasıyla elde edileceğini ifade ediyor. Kullanım Örneği: Ellie, DARPA tarafından geliştirilen bir AI uygulamasıdır. PTSD ve depresyon gibi durumları teşhis etmek için hastaların yüz ifadeleri, ses tonları ve vücut dilini analiz eder. Ayrıca sanal gerçeklik (VR) teknolojileri ile entegre edilen yapay zeka sistemleri, kullanıcıların VR ortamlarındaki tepkilerini izleyerek duygu durumlarını analiz edebilir. Stanford Virtual Human Interaction Lab, sanal gerçeklik ortamında insanların tepkilerini izleyerek, yapay zeka ile duygu durum analizi yapmayı başarmıştır.



Yapay Zeka ve Uzman Psikolog Karşılaştırması

Yapay zekanın psikolojide kullanımı, kesintisiz erişilebilirlik, ölçeklenebilirlik ve maliyet performansı ile daha geniş bir kitleye hizmet verebilir. Erişim kolaylığı sayesinde coğrafi konum veya ekonomik durum gibi engeller ortadan kalkarak, özellikle kırsal bölgelerde yaşayan veya ekonomik sıkıntı çeken bireylerin bu hizmetlere ulaşımı kolaylaşabilir. Ancak yapay zekanın empati ve sezgisinden yoksun olması, karmaşık duygusal durumları tam olarak anlayamaması gibi dezavantajları da vardır. Bunun yanı sıra, etik ve gizlilik endişeleri ile insan etkileşiminin yerini tam anlamıyla dolduramaması, yapay zekanın psikolojide kullanımına dair bazı endişeleri de beraberinde getirir. 

Yapay zeka ayrıca idari görevlerin yükünü azaltarak klinikteki verimliliği artırma potansiyeline sahiptir. Farklı doğal dil işleme araçları seansları dinleyebilir, not alabilir ve uygulayıcıların incelemesi için temaları ve riskleri vurgulayabilir. Otomasyona uygun diğer görevler arasında değerlendirmelerin analizi, hasta semptomlarının izlenmesi ve uygulama yönetimi yer alır.

Yapay Zeka ve Etik

Yapay zeka, psikoloji alanında bazı etik ve sosyal sorunları beraberinde getiriyor. Yapay zekanın insan duygularını ve empatisini taklit edememesi, özellikle psikoterapi gibi kişisel süreçlerde rahatsızlık yaratabilir. Yapay zeka sistemlerinin veri güvenliği ve mahremiyetine yönelik endişeler de bulunuyor. Bu sistemler, kişisel ve hassas verileri işlediğinden, bu verilerin korunması ve gizliliğin sağlanması önemlidir. Ayrıca yapay zeka sistemlerinin psikolojik teşhis ve tedavi süreçlerindeki doğruluk ve güvenilirlikleri sınırlı olabilir, bu yüzden insan uzmanların denetimi kritik bir rol oynamaktadır. Bu nedenlerle, yapay zekanın psikoloji alanında etik standartları belirlenmesi ve buna uyumlu olarak kullanılması şarttır.

Gelecekteki Rol ve İş Birliği

Yapay zekanın psikologların yerini tamamen alması yakın gelecekte olası görünmemektedir. Ancak yapay zeka destekli sistemler ve insan psikologlar arasındaki iş birliği, ruh sağlığı hizmetlerinin kalitesini ve erişilebilirliğini artırabilir. YZ tabanlı araçlar, psikologların veri toplama ve analiz etme süreçlerinde önemli bir rol oynayabilir. Ayrıca, erken teşhis ve müdahale süreçlerinde de yardımcı olabilir. Bu iş birliği, terapistlerin daha özelleştirilmiş ve etkili tedaviler sunmalarına olanak tanıyabilir. Bu dönüşüm, hem teknolojik ilerlemeyi hem de insan faktörünü içeren bir denge gerektirecektir. Mark Zuckerberg, yapay zekanın insan davranışlarını ve duygularını anlamada sınırları zorlayabileceğini ancak insanların birbirine olan ihtiyacını ortadan kaldırmadığını aksine bu ihtiyacı daha da önemli kıldığını ifade ediyor.


Kaynakça:



Comments


bottom of page